'Irak bizim için ayrı bir öneme sahip'

Kürşad Tüzmen
Dış Ticaret Müsteşarı

Türkiye bugün 200 ülkeye 17 bin kalem mal ihraç etmektedir. Ancak ihracatımızın yüzde 53'ü halen Avrupa Birliği ülkelerine yöneliktir. Halbuki sadece iki komşusu olan ABD, ticaretinin yüzde 70'ini, Almanya yüzde 80'ini, İskandinav ülkeleri yüzde 85'ini komşularıyla gerçekleştirmektedir. Türkiye ise çevresindeki ülkelerle ancak toplam ticaretinin yüzde 5-8'ini gerçekleştirmektedir. 
Ülkemizde yaşanan son ekonomik gelişmeler Türkiye'nin şu anda iki döviz kaynağına gereksinimi olduğunu göstermektedir. Bunlardan bir tanesi ihracat, diğeri ise turizm gelirleridir. Kısa vadede her iki alanda girdi sağlamak durumunda kalınmıştır. Müsteşarlığımız ulusal ekonomik programın ihracat ayağıyla ilgili hususlarda yoğunlaşmış, uzun vadeli bir strateji oluşturmuştur. Bu stratejinin temel unsurlarından biri olan komşu ülkeler stratejisi ve bu çerçevede düzenlenen ticaret heyeti programları, uygulanmaya başladığı zamandan itibaren ülkemiz ekonomisi ve dış ticareti üzerindeki olumlu etkilerini açıkça göstermiştir. 

Gelinen noktada Türkiye'nin yakın komşuları ve onların komşularıyla ticaret hacminin artması sonucunda ülkemiz dış ticaretine 500-600 milyon dolarlık bir ihracat imkânının sağlanması öngörülürken, bu rakamın sadece Irak bazında 1 milyar dolar, toplamda ise 2.2-5 milyar dolar olarak gerçekleşeceği anlaşılmıştır. Bu strateji sayesinde geçtiğimiz yıl itibariyle İran'la yaklaşık yüzde 44, Irak'la yaklaşık yüzde 50, Yunanistan'la yaklaşık yüzde 6'lık bir ihracat artışı sağlanmıştır. Bu ihracat artışının 2001 yılında daha da ileri seviyelerde gerçekleşmesi beklenmektedir. Ayrıca komşu ülkelerle yapılan ticaretin artırılması neticesinde çevre ülkelerin pazarlarına giriş imkânının yanı sıra elverişsiz koşullar "fırsat" haline dönüşmektedir. 

Komşu ülkeler stratejisi içinde yer alan Irak, bizim için ayrı bir öneme sahiptir. Körfez krizi sonrası ambargo nedeniyle Türkiye, önemli ticaret partnerlerinden biriyle ticaretini önemsenecek miktarlarda aşağılara çekmek durumunda bırakılmıştır. Dolayısıyla geçtiğimiz yıl uygulanmaya başlanan strateji çerçevesinde 2000 yılı Irak ile ticari ilişkilerimizde bir dönüm noktası olmuştur. Ticaret hacminde yaşanan olumlu gelişmeler, gerçekleştirilen Karma Ekonomik Komisyon toplantısı, Türkiye'nin 10 yıl aradan sonra Bağdat'a büyükelçi ataması, Türk-Irak İş Konseyi kurulması, düzenlenen fuarlar ve diğer karşılıklı heyet ziyaretleri yeni dönemin habercileri olarak nitelenmektedir. Bu bağlamda, 7-11 Mayıs 2001 tarihlerinde Irak'ta düzenlenecek "Bağdat 3. Türk İhraç Ürünleri Fuarı" yeni bir dinamiğin yakalandığına işaret ederken, karşılıklı ilişkilerin ilerleyerek gelişmesinde ülkemiz ihracatçılarına önemli imkanlar sağlayacaktır. 

Bu çerçevede komşu ülkelerle ticareti geliştirme stratejisinin devamı niteliğini taşıyan "Bağdat 3. Türk İhraç Ürünleri Fuarı" ile daha fazla dış kaynağa ihtiyacımız olduğu bir dönemde, bütün zorluklara rağmen ihracat artışı sağlama becerisini gösteren ihracatçılarımızın 11 yıllık gecikmenin kapatılması hususunda kararlı olduklarını görerek, fevkalede önemli başarılara imza atacaklarına inancım tamdır.